Suna’nın Kızları kurucusu İpek Kıraç, Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu kapsamında UN Women (BM Kadın Birimi) tarafından düzenlenen “Generation Equality: Midpoint Moment” başlıklı panele konuşmacı olarak katıldı. Konuşmasında, eşitliği merkeze almanın, toplumsal kalkınma hedeflerinde önemli bir fark yarattığına dikkat çeken Kıraç, “Kız çocukların ihtiyaçlarını merkeze alarak verdiğimiz kararların dünyayı değiştirecek güçte olduğuna inanıyorum. Kız çocuklar için şiddetten uzak güvenli alanlar oluşturarak, akranlarıyla dayanışmalarını ve kendilerini gerçekleştirmelerini destekleyerek, herkes için daha barışçıl bir geleceğe erişebiliriz” dedi.
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) tarafından düzenlenen “Generation Equality: Midpoint Moment” başlıklı panelin konuşmacıları arasında yer alan Suna’nın Kızları kurucusu İpek Kıraç, kız çocukların öğrenmeye kesintisiz devam etmelerini destekleyen güvenli alanlar oluşturmak konusunda yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi verdi. İpek Kıraç konuşmasında, Suna’nın Kızları tarafından kurulan Çocuk Yaşam Merkezleri’ne ve Yaz Enstitüsü Programı’na dair katılımcıları bilgilendirdi.
“Deprem bölgesinde kurduğumuz Çocuk Yaşam Merkezleri’nin sayısını arttıracağız”
Suna’nın Kızları’nın benimsediği kız çocuk odaklı tasarım yaklaşımı ile özellikle 12-18 yaş aralığındaki kız çocukların özgün ihtiyaçlarını belirleyerek deprem bölgesindeki tüm çocukların fiziksel ve duygusal iyi olma hallerini destekleyecek programları geliştirmeyi hedeflediklerini belirten İpek Kıraç, bölgede faaliyette olan iki Çocuk Yaşam Merkezi’nin yanı sıra Ekim ayı sonuna kadar üç Çocuk Yaşam Merkezi’nin daha faaliyete geçmesini hedeflediklerini belirtti.
Toplumsal eşitsizliklerin azaltılmasında kız çocukların güçlenmesinin büyük öneme sahip olduğunu belirten Kıraç, güçlenmenin kendisinin gücü aktarabilmekten geçtiğini vurguladı. Bu doğrultuda gerek ihtiyaçların belirlenmesi gerekse bu ihtiyaçların giderilebilmesi için kaynakların aktarımında sorunlardan en çok etkilenenlerin söz sahibi olması gerektiğinin altını çizen İpek Kıraç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuk Yaşam Merkezleri’nin yönetimini çocuklara ve bilhassa da kız çocuklara aktarmak üzere paydaşlarla bir arada oluşturulan modelin yanı sıra, Koç Okulu ile birlikte uyguladığımız Yaz Enstitüsü modeliyle tüm çeşitlilikleriyle kız çocukların birlikte ve birbirilerinden öğrendikleri bir değişim modeli oluşturmayı hedefliyoruz. Kız çocukların hem özne hem de topluluk olarak güçlenmesini hedefleyen Yaz Enstitüsü’nün ilk uygulamasında, dayanışmadan güç alan kızların kararlılıklarına birebir şahit oldum. Bu kararlılığın ve ortaklaşmanın hepimiz için iyi bir geleceğin anahtarı olduğuna inanıyorum” dedi.
“Kolektif Etki yaklaşımını çok önemsiyoruz”
Suna’nın Kızları’nın tüm çalışmalarında katılımcılığı merkeze alan bir yaklaşım izlediğini belirten İpek Kıraç, “Suna’nın Kızları çok paydaşlı bir oluşum. Bilimsel araştırmalardan yola çıkarak kapasite geliştiren, yatırımları yönlendiren ve kız çocuklarla birlikte ve kız çocuklar için sistemleri oluşturan, güçlendiren, tekrarlanabilir ve ölçeklenebilir modeller oluşturuyoruz. BM Kadın Birimi (UN Women) bünyesinde başlatılan ‘Nesiller Boyu Eşitlik’ (Generation Equality) girişiminin çok paydaşlı ve kapsayıcı metodolojisini Türkiye’de harekete geçirmenin bir yolu olarak ‘Kolektif Etki’ yaklaşımını benimsedik. Çok önemsediğimiz bu yaklaşımla sivil toplum, kamu ve özel sektörü birlikte, eşgüdümlü ve sinerjik bir çabayla harekete geçirmeye ve güçlendirmeye odaklanıyoruz” dedi.
Kolektif Etki yaklaşımının “Ortak hedefler doğrultusunda birlikte etki yaratmak ve etkiyi artırmak için yapılandırılmış bir yaklaşım” olduğunu belirten İpek Kıraç, “Bu yaklaşımın rehberliğinde kız çocukların duygusal ve fiziksel olarak güvende olabilecekleri, okuldan ve oyundan geri kalmayacakları, hayatları hakkında söz sahibi olabilecekleri toplum temelli ekosistemler yaratmayı hedefliyor ve hayallerini gerçekleştirmeleri için öğrenmeye kesintisiz devam edebilmelerini destekliyoruz” diye konuştu.
Suna’nın Kızları olarak 31 sivil toplum kuruluşundan oluşan topluluk katılımcıları, kamu ve özel sektörün de yer aldığı geniş bir destek ağından paydaşlarla ortak çalışmalar yürüttüklerini belirten İpek Kıraç, bilim temelli araştırmalardan hareketle, kız çocuk odaklı olarak tasarlanmış projeler geliştirdiklerini aktardı. Kıraç, konuşmasına şöyle devam etti: “2021 yılında gerçekleştirdiğimiz bir araştırmada Türkiye’nin Güneydoğu bölgesinde yüksek okul terki, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve çocuk yaşta, erken ve zorla evlilik oranlarına bağlı olarak bu bölgenin kız çocuklar için hâlâ en dezavantajlı bölge olduğunu tespit etmiştik. Bu tespitten hareketle öncelikle Şanlıurfa kentinde kız çocuk merkezli bir ekosistem kurma yönünde Urfa Valiliği ile birlikte önemli bir adım attık”.
Nesiller Boyu Eşitlik için somut adımlar
2021’de başlatılan ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda 5 yıllık bir eylem planı öngören “Generation Equality” (Nesiller Boyu Eşitlik) panelinin devamı niteliğindeki “Generation Equality: Midpoint Moment” etkinliği BM Kadın Birimi (UN Women) ile İzlanda ve Tanzanya hükümetlerinin eş liderliğinde düzenlendi.
Etkinlikte, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında Nesiller Boyu Eşitlik’in hızlandırılması yönünde atılan somut ve umut verici adımlar gündeme getirildi. Toplumsal cinsiyet eşitliği için verilen mevcut taahhütlerin güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyete duyarlı sürdürülebilir kalkınmanın hızlandırılması konuları ele alındı.
Birleşmiş Milletler çatısı altıda düzenlenen “Generation Equality” (Nesiller Boyu Eşitlik) paneli ilk olarak 2021 yılında Mexico City ve Paris’te gerçekleştirilmişti.Panel, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik ilerleme sağlamak üzere, 40 milyar dolar mali taahhüdü de içeren bir dizi somut ve dönüştürücü eylem üzerine kurulu 5 yıllık bir eylem planını dünya kamuoyuna sundu. Söz konusu eylem planı çerçevesinde verilen mali destek, kadın ve kız çocuklar odaklı yatırımlar başta olmak üzere küresel düzlemde toplumsal cinsiyet eşitliği amaçlı yatırımlar için değerlendiriliyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı