Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’un Türkiye ziyaretini ve İsveç’in NATO üyelik sürecini kıymetlendiren makalesi, İsveç merkezli Aftonbladet gazetesinde yayımlandı.
İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya nazaran, makalesinde, İsveç’teki yeni hükümetin Madrid’de imzalanan muhtıraya bağlı kalacağını beyan etmesinin olumlu bir gelişme olduğuna işaret eden Altun, yeni hükümetin, evvelki hükümetin müzakere ettiği bu çerçevenin gereğini yerine getireceğini belirterek, prensipli bir tavır benimsediğini kaydetti.
Başbakan Ulf Kristersson’un Ankara ziyaretini, ikili alakaları güçlendirmek için değerli bir fırsat olarak gördüklerini vurgulayan Altun, “Bu ziyaret Türk halkı tarafından ‘meşru telaşlarının anlaşıldığı’ ve ‘İsveç’in PKK başta olmak üzere terör örgütlerince yapılagelen dayatmalara boyun eğmeme iradesi gösterdiği’ formunda yorumlanmıştır.” tabirlerini kullandı.
Fahrettin Altun, İsveç’in NATO üyelik başvurusu bağlamında Türkiye’nin kimi tasalarına dikkati çekerek, Türkiye’nin NATO’ya katılmak isteyen İsveç’ten kendi ulusal güvenliğini yakından ilgilendiren kimi siyasetlerini gözden geçirmesini istediğini hatırlattı.
Bu taleplerin spesifik olarak iki bahse odaklandığına işaret eden Altun, şöyle devam etti:
İkinci konu ise on binlerce saf Türk vatandaşını şehit eden terör örgütlerinin finansman, propaganda ve militan devşirme faaliyetlerini İsveç’te sürdürmelerinden duyulan rahatsızlıktır. İsveç hükümetinin Madrid’de imzalanan muhtırayla haklılığını teslim ettiği ve gidermeyi taahhüt ettiği terör kaygımız konusunda somut adımlar atacağına dair ihtiyatlı bir optimistlik taşıyoruz. NATO müttefiklerinin taarruza uğramaları durumunda tüm güçleriyle birbirlerini savunma kelamı verdiği düşünülürse, terörle uğraş, İsveç’in NATO üyeliğine giden yolda olmazsa olmazdır.”
– “İSVEÇ MEDYASINDAKİ HABER VE YORUMLARIN DÜZEYİ KAYGI VERİCİ”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, diğer taraftan İsveç medyasını yakından takip eden bir gözlemci olarak son aylarda Türkiye hakkında okuduğu birçok yorum ve haberin kalite ve düzeyini tasa verici bulduğunu aktardı.
Demokratik ülkelerde değerli kararlara diyalog ve müzakereyle varılmasının doğal ve sağlıklı olduğunu belirten Altun, bu kapsamda siyasetlerin eleştirilebileceğine ve bu tenkidin çok sert olabileceğine işaret etti.
Hatta kimi uzmanların, İsveç’te yapılan seçimlerin, “NATO üyeliğine dair bir referandum görevi gördüğü” tespitinde bulunduklarını tabir eden Fahrettin Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye’nin terörle çaba konusundaki hassasiyetini hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsını gaye alan kimi yorumların İsveç kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik olmadığına şahit oluyoruz. Örneğin, İsveç devlet televizyonunda Kürtçe konuşulmasının Türkiye’yi rahatsız edeceğini düşünenlerin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürtlerin karşı karşıya kaldığı yasakları kaldırdığını ve Kürtçe yayın yapan bir devlet televizyonu açtığını bilmemesi şaşırtan olmuştur. Tıpkı programı yapanların, Türkiye’nin düşmanı zannedilerek bayrağı kullanılan Irak Kürt Bölgesel İdaresi’nin PKK ile gayretimizde yakın ortağımız olduğunu da bilmediğini bu vesileyle öğrendik.”
NATO üyesi olmak ya da olmamanın İsveç halkının ve hükümetinin kararı olduğunun altını çizen Altun, Türkiye olarak bu karara hürmet duyduklarını bildirdi.
Fahrettin Altun, “Öte yandan, NATO tartışmasının İslamofobi yahut Türkofobi yerinde yürütülmesini lakin bir dikkat dağıtma gayreti yahut savunma düzeneği olarak görebiliriz. Terörden ziyan görenlere ve Türkiye’nin haklı kaygılarına hürmet gösterilmesini bekleme hakkımızı ise gizli tutuyoruz.” görüşüne yer verdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, Başbakan Ulf Kristersson’un Ankara ziyaretinin, İsveç’in NATO üyeliği açısından tarihi bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini vurgulayarak, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyelik başvurusunu, Madrid’de imzalanan muhtıra çerçevesinde somut adımların atılıp atılmadığına bakarak değerlendireceğini kelamlarına ekledi.